Ümit Aslan, Ataköy, Baklan Hadım, Denizli

TILSIMLI KAVUK

Nasrettin hoca pazara gider ve önüne Ahmet gelir hocaya yabancı bir dilde mektup getirir ve hocam bana şu mektubu okuyuveririmsin der. Hocanın niyeti iyi imiş ve okuyacakmış fakat mektubu eline almış evirmiş çevirmiş okuyamamış. Ahmet’e ben bunu okuyamam demiş Ahmet hocanın lafını kesip sen nasıl hocasın bizden utanmıyorsan şu kafandaki koca kavuktan utan demiş. Hoca bunun üzerine: Hiç moralini bozmadan kavuğunu çıkarmış Ahmet’in kafasına geçirmiş madem tılsım kavukta şimdi kavuk senin kafanda sen oku demiş.

NASIL OLUR

Bir dilenci varmış onun bir erkek kardeşi varmış, o ölmüş fakat ölenin ölmeden önce bir erkek kardeşi yokmuş.

ÖCÜ KARNE

Osman’ın annesi Osman’a kızar senin karnen nerde diye.

Osman: Ah anneciğim ben onu Mehmet’e verdim der.

Anne: Mehmet ne yapacakmış senin karneni?

Osman: Ailesini korkutacakmış anne.

BÜYÜK KAYIP

Bir Okulun Müdürü Kaza geçirmiş ve vefat etmiş. Bahçede Deniz İle Mert konuşuyorlar.

-          Mert: bizim Okulun Müdürü ölmüş duydun mu?

-          Deniz: Tamam da onunla birlikte kimler ölmüş onu anlayamadım.

-          Mert:  nasıl Yani, Biri daha mı Ölmüş?

-          Deniz: yahu sen İnternette okumadın mı? Orada şöyle yazıyor, Sayın Müdürümüzün yanı sıra büyük bir eğitimcimizi ve Öğretim üyemizi de kaybetmiş olduk.