ÜMİT ASLAN ATAKÖY BAKLAN DENİZLİ

Tarih Öncesi ve Sonrası Devirler

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞU

Ben burada bilecenlik yapmak istemediğimden bazı yerlerin detayına inmeyeceğim. Kısaca Osmanlının çöküşünden de bahsetmeden geçemeyeceğim.

636 yıllık Osmanlı saltanatı; Osmanlı ve Osmanlı Aydınlarının Batı taklitçiliği yüzünden çökmüştür. Bunların başında kötü yönetim, Endüstriye önem vermemek, mesela Osmanlı’nın 250 milyon altın borcu varken Saray içinde Aydınlar sakalın boyu ve kesilme şekli ile uğraşıyorlardı, fetihler durmuştu haraç alınmıyordu bunun üzerine hepimizin bildiği gibi Rusya ile 3 haftalık Sarı Kamış savaşı oldu. Ermeniler isyan çıkarıyordu ve bu arada da alacaklı olan Avrupa, Osmanlı’nın paylaşım planlarını yapıyorlardı ve bütün bu sebeplerden dolayı Osmanlı yıkıldı ve Türküye kurutuş savaşına geldi.

30 Ekim 1922’den 1 Kasım 1922’ye kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışmaları sonucu 636 yıllık Osmanlı hanedanlığının saltanatı (Monarşi) sona erdi ve Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atılmaya başlandı 24 Temmuz 1923’de Türkiye’yi temsilen İsmet Paşa başkanlığında Lozan’a bir heyet gitti. Lozan antlaşması yapılacaktı Bu masada Türkiye’yi temsilen İsmet paşa ve heyeti, İngiltere, Fransa, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Japonya, Rusya, Yugoslavya, Belçika ve Portekiz temsilcileri yer alıyordu. Zorlu geçen 8 ay süren bir tartışmadan sonra antlaşma yapıldı ve Türkiye kayıtsız şartsın bağımsızlığını ilan etti.

23 Nisan 1923’de milli egemenliğe dayalı bir hükümet kuruldu Kurtuluş Savaşı sırasında kurulduğundan rejimin şekli belli değildi 25 Ekimde ana yasadaki bu belirsizlik yüzünden bunalım oldu. Daha sonra 29 Ekimde anayasada değişiklikler yapıldı, bunalım suna erdi ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi

SARI KAMIŞ SAVAŞI

Osmanlı’nın zayıflığını fark eden Rusya Türkiye’ye kuzeyden sınırları ihlal ederek saldırmaya başlamıştı bunlara Birinci Köprülü ve İkinci Köprülü savaşları örnektir. Osmanlı ardı ardına yenilgiler alıyordu Osmanlı’nın yavaş, yavaş zayıfladığı belli idi. 1877-1878 yıllarında Berlin antlaşması ile Ardahan, Batum ve Kars gibi şehirlere sahip olmuştu.

Ever Paşa saldırı planları yapıyordu 1914’de 21 Aralıkta saldırma emri alındı Askerin iaşe si eksikti 88 bin ton buğday, birçok hayvan ve çadır gerekirken sadece 1250 ton buğday ve az sayıda hayvanları vardı İstanbul’dan gelen 4000 tonluk 3 gemi Ruslar tarafından batırılmıştı. Enver Paşa büyük savaşları yönetme yeteneğine sahip birisi değildi çok disiplinli ve acımasızdı.

Sarı Kamış bir buçuk metre kar al tında ve -25° soğuktu Rusların 60,000 askerine karşın Osmanlının 90,000 askeri vardı daha sonra başka birliklerin de katılması ile bu sayı 150,000 askere yükseltildi ve harekât başladı. İlk etapta 25 gün süren saldırıda asker 5 kar altında çadırsız yürüdükten sonra yorgun düştüler sonuçta bazı sayılara göre 90,000 bazılarına göre 107,000 asker çoğu donarak hayatını kaybetti, Rusya’nın ise 30 000 kayıp’ı vardı ve böylece saldırı başarısız bir şekilde sona ermiş oldu.

1917 de Rusya da İhtilal oldu bunu fırsat bilen Osmanlı kaybedilen yerleri, teker, Teker geri aldı bresltitovsk anlaşması.

ERZURUM KALESİ

             Yaklaşık 2000 m. yükseklikte bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan iç kale 5. yüzyılda Roma İmparatoru Theodosius tarafından yaptırılmıştır.
Tarih boyunca Asurlular, Sasaniler, Persler, Araplar, Romalılar ve Bizanslılar arasında sık sık el değiştiren Erzurum Kalesi, 11. yüzyılda Türklerin eline geçmiştir. Son zamanlara kadar Türkler tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Kale Mescidi ve saat kulesi Türk mimarlığının ilk örnekleri olmaları bakımından önem taşırlar.

               Tepsi Minare olarak da adlandırılan kule Ortaçağ'larda gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Osmanlı mimarisinin Barok Çağında saat kulesine çevrilmiştir. 1124-1132 yılları arasında hüküm süren Abu'l Muzafferüdin Gazi tarafından yaptırılmıştır. Tek büyük bir kubbe ile örtülen mescid geleneksel Türk mimarisinin özelliklerini taşır.

                 Erzurum Kalesi bulunduğu tepenin üzerinde bir iç kale ile bunu çevreleyen dış kaleden meydana gelmiştir. Bugün iç kale sağlam kalmış olmasına rağmen, şehri çevreleyen dış kale surlarından hiç bir eser kalmamıştır.

                 Surların yedi kapı ile dışa açıldıkları, bugün yerlerinde bulunmayan bu kapıların Tebriz Kapı, Erzincan Kapı, Gürcü Kapı, Kars Kapısı, İstanbul Kapı, Kavak Kapı ve Yeni Kapı adlarını taşıdıkları bilinmektedir. Günümüze ulaşan iç kalenin duvar kalınlıkları 2-2,5 m. arasında değişmekte olup, halen sekiz burcu ayakta durmaktadır

Erdal Ertürk’den Alıntıdır

LÜTFEN YORUMLARDA BÜYÜK HARF KULLANMAYIN
VE YORUMLARINIZI ÇOK KISA OLSUN (60 KARAKTER)
AKSİ HALDE SPAM KORUMASI
YORUMYAZMANIZI ENGELLİYOR